Yüzleştirmeden Verilen Şanş, Şans Değildir; Tuzaktır

Yüzleştirmeden Verilen Şanş, Şans Değildir; Tuzaktır

Bir tutum veya davranış karşısında nasıl hissettiğimizi karşımızdaki kişiye anlatmak hem kendini ifade etmektir, hem de o kişiyi yüzleştirmektir. Bazılarımız yüzleştirme konusunda fobiktir. Bir kişinin yüzüne karşı onun davranışına karşı ne hissettiğimizi söylemek, hatta bu davranışı bir daha yapmamasını istemek yerine, onu affetmek ve hiç bir şey olmamış gibi devam etmeyi tercih edebiliriz. Bu durum genellikle boyun eğicilik ve/veya fedakarlık şemalarının sonucu olarak gelişir. 

Boyun eğicilik şemasında, herhangi bir tartışma karşısında altta kalacağımıza ilişkin çok güçlü inançlarımız olur. Karşımızdaki kişi eninde sonunda bir şekilde bizi püskürtecek ve üste çıkacaktır. Altta kalacağızdır ve gururumuz incinecektir. Herhangi bir tartışmada bir yanınızın bu şekilde sizi meşgul ettiğini düşünün. Tartışılan konuya, haklı olduğunuz noktalara odaklanmak yerine, tartışma sonunda ne kadar zor durumda kalacağınıza ilişkin hayali görüntülere odaklanırsınız. Bu durum kendini doğrulayan kehaneti yaratır ve yarım kapasite ile düşündüğünüz için belki gerçekten de durumunuzu iyi ifade edemez, geri adım atarsınız.

Fedakarlık şemasından kaynaklanan yüzleştirememe durumunda ise, karşı tarafın çok üzüleceğine ve çok etkileneceğine dair bir endişe vardır. Sözlerimiz karşımızdaki kişinin hayatında iyileştirilemez yaralar açacaktır. Söylediklerimizin içindeki haklı taraflar görülmeden konu kişisel alınacak ve bu acıyla baş edilemeyecektir. O nedenle karşı tarafı üzmeden sessiz kalmak, “kendiliğinden anlamasını beklemek” belki de yapılacak en iyi şeydir!

Kökeni ister boyun eğicilik şeması, isterse fedakarlık şeması olsun, tam olarak ne konuda incindiğimizi söylemezsek, o konuyu tartıştığımız kişi bir dahaki sefere neye dikkat edeceğini bilemez. Büyük bir ihtimalle de sizin incindiğiniz noktayı anlamayacaktır. Dolayısı ile siz “şans verdiğinizi” düşünürken, büyük bir ihtimalle o kişinin aynı hatayı bir daha tekrarlayabileceği bir durum yaratıyor da olabilirsiniz.

Her en kadar sıkıntılı olsa da, aslında neye incindiğimizi, hangi davranışın tekrarlanmasını istemediğinizi açık bir şekilde ifade etmek gelecek için en ekonomik hareket olacaktır. Aynı sahnelerin tekrarlamasını engelleyecektir. Ya da açıkça uyardığınız için kendinizden daha emin bir şekilde daha kesin bir tutum almanız kolaylaşacaktır. “Bilseydi yapmazdı” ile bir tur daha vakit kaybetmenize gerek kalmayacaktır. 


TÜM KİTAPLARDA %45'E VARAN İNDİRİMLER

İyi Hissetmek
%25
indirim
375 TL
281.25 TL
Hayatı Yeniden Keşfedin
%25
indirim
350 TL
262.5 TL
Mod Terapisi
%25
indirim
270 TL
202.5 TL
Jane Doe

Psikiyatr H.Alp Karaosmanoğlu

1969 yılında İzmir'de doğdu. 1993 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Psikiyatri ihtisasını Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde tamamladı. Analitik Yönelimli Grup Terapileri, Bilişsel ve Davranışçı Psikoterapi, Cinsel İşlev Bozuklukları Tedavileri eğitimlerini tamamladı.

2000 yılında PsikoNET Psikoterapi ve Eğitim Merkezini kurdu. Halen bu merkezin yöneticiliğini yapmaktadır. Bilişsel ve Davranışçı Terapi eğitimini ve süpervizyonunu bitirdikten sonra 2002 yılında Şema Terapi ile ilgilenmeye başladı ve 2005 yılının başlarından itibaren bu tedavi türünün ülkemizde tanınması ve uygulanması amacıyla eğitmlere başladı. ISST (International Society of Schema Therapy) tarafından "Advanced" seviyede Şema Terapisti ve eğitimcisi olarak tanınan Dr. Karaosmanoğlu halen bu eğitimleri sürdürmektedir.

2003 yılında PsikoNET Yayınlarını kuran Dr. Karaosmanoğlu, Bilişsel ve Davranışçı Terapi ve Şema Terapi konularında çeşitli kitapların çevirilerinde yer aldı ve editörlüklerini yaptı.