Travma, ego bütünlüğünü tehdit eden herhangi bir şiddetli etkendir. Tanımından da anlaşılacağı gibi insanda travma yaratabilecek etmenler çoktur. Bunlar tecavüz, saldırı, kaçırılma veya doğal afetler olabilir. Yakın zamanda yaşadığımız ve oldukça büyük bölgeyi etkileyen MARMARA DEPREMİ hepimiz için önemli bir travmadır.
Depreme maruz kalan kişiler fiziksel yaralanma olmasa bile bazı ruhsal sorunlar yaşayabilirler. Kişilerin tanıyamadıkları şiddetli bir stres faktörüyle karşı karşıya gelmeleri sonucunda her insan çeşitli tepkiler geliştirir. Bu tepkiler doğal olarak ortaya çıkabilirse de bazen hastalık düzeyine kadar ulaşabilecek şiddette olabilir. Bu durumda kişinin sosyal ve mesleki işlevselliği bozulur.
Deprem sonrası görülen tepkilerin neler olduğunu bilmek, olayın psikolojik etkilerinden daha çabuk kurtulmayı sağlayabilmektedir. Depremden hemen sonra kişiler tipik olarak bir şok tepkisi içerisine girebilirler. Bazı insanlarda şok o kadar ağırdır ki yüz ifadeleri depremden hiç etkilenmemiş gibi donuklaşabilir. Bu durum aslında yoğun ızdıraba karşı zihnimizin verdiği bir tepki olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu tepkiler normal tepkilere dönüştürülemediği durumlarda ise bir süre sonra kişi bazı ruhsal sorunlar geliştirebilir. Çalışmalar depremden sonra sıklıkla Akut Stres Bozukluğu, Post Travmatik Stres Bozukluğu, Depresyon, Anksiyete Bozukluğu, Alkol ve Madde
Kullanım Bozuklukları gibi ruhsal sorunların geliştiğini göstermektedir.
Böyle bir durumda psikiyatrik yardımda birkaç amaçlar hedeflenebilir:
Birincil amacın travmanın insan ruh sağlığı üzerine olumsuz etkilerini en az düzeye indirebilmek olduğu söylenebilir. Deprem sonrası ortaya çıkan tepkileri değerlendirmek ve bu tepkilerin hastalık boyutuna ulaşmasını engellemek, hastalık düzeyinde olan kişilere yol göstermek diğer amaçlardandır. Ayrıca bilgilendirme yolu ile deprem korkusuyla başa çıkmayı öğretmektir. Değişik ilaçlar tedavide önerilmekte ve psikoterapi ile kombine kullanılmaktadır.