İnançlar, çocukluk çağlarından itibaren öğrenme yolu ile oluşan düşünsel yapılardır. Olaylar arasında neden-sonuç ilişkileri” (A=>B) ve “eşdeğerlilikler” (A=B) kurarak inançlarımızı oluştururuz. Bu eşdeğerlilikler ve neden sonuç ilişkilerini yaşantılarımızdan genelleyerek ve/veya bizim için önemli insanlardan, toplumdan doğrudan öğrenerek meydana gelir. Daha sonra bu inançlara göre olayları yorumlar ve anlamlandırırız.
İnançları, çevredeki koşullarla olan ilişkileri ve esneklikleri açısından ikiye ayırabiliriz:
1. Temel İnançlar: Şemalar
2. Ara İnançlar
Temel inançlar varlığımızın en derininde olan zihinsel yapı taşlarıdır. Sert, zorlayıcı ve aşırı genelleyicidirler. Kişinin zihninden sözcükler veya görüntüler şeklinde geçen en yüzeydeki otomatik düşüncelerin aksine, temel inançlar çevresel koşullardan etkilenmezler. Ahmet, parke cilasının ev sahibi ile konu olacağını düşündüğü anda derin bir temel inancı ateşlenmiş ve “kaporayı vermemeye çalışacak” gibi bir otomatik düşünce üretmiştir. Bu temel inanç Şüphe/Kötüye Kullanma Şemasına ait bir inançtır. Şemalar takip eden konuda daha ayrıntılı anlatılacaktır.
Ara inançlar ise çevredeki koşullarla ilişki içindedirler. Olayları temel inanç açısından değerlendirip, uygun bir tepki oluşturmaya çalışan
a) kurallar,
b) varsayımlar ve
c) tutumlardan oluşurlar. Ara inançlar temel inançlar açısından durumu değerlendirdikleri gibi, duruma ilişkin hangi temel inancın kullanılacağını da belirlerler.
Kurallar
Kuralların özelliği neden sonuç ilişkileri kurmasıdır. Olayların arasındaki bağları oluştururlar. Tipik olarak
“Eğer ....... ise .........”
kalıbı ile zihnimizden geçer ve ifade edilirler.
Örneğin:
- Eğer hoşa gitmeyen bir şey yaparsam bunu gizlemem gerekir.
- Eğer düşündüklerimi söylersem yalnız kalırım.
- Eğer beni üzdüğünü ona söylersem surat asar.
- Eğer başarılı olmazsam kimse beni sevmez.
Eğilimler
Eğilimler ise daha önceki yaşantılardan çıkarımlar sonucu oluşurlar ve tipik özellikleri olaylar arasında eş değerlilikler kurması ve anlam belirlemeleridir:
Örneğin:
- Eleştirilmek başarısızlıktır.
- Özür dilemek güçsüzlüktür.
- Surat asması benim hata yaptığımı düşünüyor demektir.
- Saygı duyulması önemlidir.
- Babana karşı gelmek saygısızlıktır.
Varsayımlar
Varsayımlar, eğilimler ve temel inançların telafi edilmesine yarayan zorunluluklar, yasalar ve yasaklardan oluşur. Örneğin kişinin yetersiz olduğuna ilişkin bir temel inancı varsa, kişi bunun acısından kurtulmak için bazı tutumlar takınacaktır.
- Yetersizim ancak çok çalışırsam başarılı olabilirim.
- Reddedilmek acı verici ancak insanlardan uzak durursam reddedilmekten da kaçınırım.
- Değersizim ancak çok başarılı olursam değersizliğim ortaya çıkmaz.
- Dayanıksızım ancak her an tıbbi yardım alabileceğim yerlerde olursam kurtulurum.
- Onay almak güzeldir, geçen gün anlattığım fıkrayı herkes beğendi ve beni tebrik etti bu yüzden bundan sonra anlatılan fıkraları dikkatlice dinleyip aklımda tutmaya çalışmalıyım.
Psikoterapi ortamında ilgi alanımızı oluşturacak olan inançlar daha çok işlevsel olmayan, kişinin çevresi ve kendisi ile uyumunu bozan inançlar ve şemalar olacaktır.