Bu grupta erkek erektil bozukluğunu ve kadın uyarılma bozukluğunu kapsar. Tanıda hastanın cinsel aktivitesinin süresi, yoğunluğu, odağı göz önüne alınmalıdır. Eğer cinsel uyaran odağa yönelik değil ise, yoğunluk ve süresi yetersiz ise tanı konmamalıdır.
Kadınlar:
Evliliğini göreceli olarak mutlu şekilde yürüten kadınlarda %33 oranında uyarılma problemi tanımlanmıştır. Uyarılmayı sürdürmedeki zorluk psikolojik çatışmaları (anksiyete, suçluluk ve korkular) veya fizyolojik değişmeleri yansıtabilir. Testesteron, östrojen, prolaktin ve tiroksin gibi hormon seviyelerinde değişmeler ve antihistaminik ilaç kullanımının uyarılma bozukluğunun etiyolojisinde rol oynadığı ileri sürülmüştür.
Erkekler:
Bu hastalık erkeklerde erektil disfonksiyon veya impotans olarak adlandırılmaktadır. Cinsel güçsüzlük (Empotans) erkekte penisin sertleşememesidir. Hekimlerin karşısına sık çıkan bir yakınmadır ve hastaya büyük sıkıntı yaşatır. Genç erkeklerdeki prevalansı %8 olarak tahmin edilmektedir. Bununla beraber daha geç yaşlarda da ilk kez görülebilir. Değişik yöntemlerle impotansın organik mi yoksa psikolojik mi olduğu anlaşılır. Bu yöntemler nokturnal penil tumescence (geceleri kendiliğinden olan ereksiyonlar) izleminden , ultrasonografi ve penis içerisine ereksiyon sağlayıcı madde (papaverin ) enjeksiyonuna kadar uzanabilir.
Nedeni anlamakta iyi bir hastalık öyküsü son derece değerlidir. Kendiliğinden olan ereksiyonlar (REM uykusunda olan) oldukça değerlidir. Böyle bir durumda impotansın psikolojik faktörlerle meydana geldiği düşünülmelidir. İmpotansın psikolojik nedenleri çözülmemiş ödipiyal veya preödipiyal çatışmalar, cezalandırıcı süperego, güven duygusunun gelişmemesi ve yetersizlik duyguları olabilmektedir. Erektil disfonkısiyon denilen bu durum eşler arası ilişki sorunlarının varlığını da gösterebilir.