Obsesif Kompulsif Bozukluk (Takıntı Hastalığı): Nedir ve Tedavileri Nelerdir.

“Ya sevdiklerimin başına kötü bir şey gelirse?”
“Sevdiklerime bir zarar verir miyim?”
“ Dua ederken içimden Allah’a sövmek geliyor”
“ Yolda değdiğim kişilerden mikrop bulaşır mı?”
“İnsanlara kötü sözler söyler miyim ya da onlara bir zara verir miyim?”
“ Ocağı veya kapıyı açık unutmuş olabilir miyim?”
“ İçimden arabayı duvara çarpmak geliyor”


Bu ve benzeri düşünceler;

  • istemeden aklınıza geliyorsa,

  • yaşamınızda belirgin bir sıkıntıya neden oluyorsa

  • saçma olduklarını düşündüğünüz halde kafanızdan atamıyorsanız


Bu düşünceleri baskılamak veya etkisiz hale getirmek için;
  • katı biçimde uygulanması gereken

  • yapmaktan kendinizi alıkoyamadığınız

  • sürekli tekrarlanan davranışlarınız oluyorsa


VE

Bu düşünceler yada davranışlar nedeniyle hayatınızın alt üst olduğunu , çekilmez hale geldiğini düşünüyorsanız

Obsesif- kompulsif bozukluğunuz (takıntı hastalığı) var demektir.

Bu hastalıktan ve yaratabileceği olumsuz sonuçlardan örnekler üzerinden söz edelim.

Takıntılar içinde en sık görülenlerinden biri; kirlenme veya hastalık bulaşacağı ile ilgili olanlarıdır. Otobüste veya sokakta birisi dokunduğunda kirlendiğini düşünüp eve koşan ve ellerini, eşyalarını defalarca yıkayan hatta bununla da yetinmeyip her şeyini çamaşır suyuna basan veya paraya elini sürdüğünde derisi soyuluncaya kadar ellerini yıkayan veya eve girerken eşinin ve çocuklarını tüm eşyalarını daha kapıda çıkarmalarını isteyen ve su sabunu kapıya getirerek onları orada yıkayan veya her misafirden sonra evi baştan aşağı büyük temizlik yaparcasına temizleyen veya her tuvalete girenin arkasından tuvaleti çamaşır sularıyla dezenfekte eden pek çok kişi tanımışsınızdır. Bu durum abartılı hal aldığında eldivensiz dolaşamayan, sokağa veya herhangi bir arkadaşının evine dahi gidemeyen ve hatta eşine çocuklarına dokunamayan, onları öpemeyen insanları görebilmekteyiz.

Sık rastlanılan bir başka takıntı ise; kuşkularla ilişkilidir. Evden çıkarken tüpü, kapıyı kapatıp kapatmadığından emin olamadığı için defalarca eve geri dönen, geri geri giderken arabasıyla her hangi bir canlıyı ezdiğini düşünerek sürekli kuşku içinde yaşayan ve kendini suçlu hisseden, aklından sürekli küfürler geçen veya dua ederken ya da namaz kılarken Allah’a küfredeceğinden endişelenen , anneme üzerine yemin ettim ya benim yüzümden ölürse diye düşünen, çocuklarıma kızar da onlara zarar verirsem diye evdeki bütün kesici aletleri toplayan ,sevdikleri zarar görmesin diye her gün bir tören tarzında dualar etmekten kendini alıkoyamayan kişiler tanımışsınızdır.

Duvardaki tablonun simetrik olmaması nedeniyle sürekli onu düzelten, “ona kadar saymadan” bir işe başlamayı uğursuzluk kabul eden ve sayamadığı zaman çok büyük sıkıntı hisseden, uygun olmayan yerlerde aklına pornografik görüntüler gelen kişilerde takıntılı olarak sayabileceğimiz kişilerdir.

Takıntılı kişiler düşüncelerinin anlamsız, abartılı olduğunun farkındadırlar; ancak bu düşüncelerin zihinlerine doluşmasına engel olamamaktadırlar. Bazen bu mantıksız düşüncelere karşı mücadele etmek isterler ve çaba gösterirler. Ancak bu çaba çoğu zaman var olan gerginliklerini arttırmaktan başka bir işe yaramaz ve başka bir yineleyici, ancak işlevi olmayan davranış geliştirirler. Zamanla artık direnmekten vazgeçerler, bu düşünceler ve davranışlar günlük hayatlarının bir parçası halini alır. Hatta bu davranışlar günlük yaşamı kolaylaştıran davranışların yerini alabilir. Temizlikle ilgili takıntıları olan bir kadının bir gün içinde ne kadar çok boşa enerji harcadığını düşünün, gün sonunda hem çok yorgun olacak, hem çevresindekileri huzursuz ettiği için ev ortamı gergin olacak ve hem de evinin halen yeterince temiz olmadığını hala ortalıkta mikropların kol gezdiğini düşünebilecektir. Aklına takılan “ sevdiğime zarar verir miyim” ya da “ ya sevdiklerimin başına kötü bir kaza gelirse” düşüncesi kişinin dikkatinin dağılmasına ve yaptığı işe yeterince konsantre olamamasına neden olabilir.”Mikrop bulaşırsa “ düşüncesiyle kişiler evinden dışarı adım atamayabilir, hiç kimseyle görüşemeyebilir, ve böylece sosyal yaşamı ortadan kalkmış olur. “Birine baktığımda gözüme cinsel organı takılıyor”diyen bir kişinin karşı cinsten biriyle herhangi bir ilişki kurabilmesi neredeyse olanaksız hale gelmektedir. “Her dua ettiğimde içimden Allah’a sövüyorum” diyen bir imamın işini yaparken çektiği sıkıntıyı düşünün. Veya çocuklarına kirli olduklarını düşündüğü için dokunamayan bir annenin çektiği acıyı...

Takıntılı kişilerin bazı ortak kişilik özellikleri de olduğu dikkati çekmektedir. Genellikle temiz, ve özenli giyinen, resmi bir tavır içinde görünen kişilerdir.. Tüm hareketlerinde çok dikkatlidirler ve hata yapmamaya özen gösterirler. Oldukça ayrıntıcıdırlar. Uzun ve kapsamlı cümleler kurarlar, resmi ve kalıplaşmış ifadelere sık rastlanır. “ Oysa ki...........yine de........”, “bir yandan.....öte yandan..........”gibi birbirini dengeleyen cümlecikler kullanmaları karakteristiktir. En basit konularda bile çok entelektüel terimler kullanırlar. Söylediklerinin arasına “aslında”, “elbette”, “sanıldığı gibi” gibi çok sayıda gereksiz sözcük serpiştirirler. Çok gergindirler ve bu gerginliklerini kontrol edebilmek için kesintisiz konuşurlar, çok katı tavırlar alırlar. Hep söyleyecekleri bir şeyler eksik kalmıştır, basit konularda bile tuttukları notlara başvururlar. Pek çok günlük davranış tören halini almıştır, hep aynı şekilde başlaması, devam etmesi ve bitmesi gerekmektedir, olayların akışında en ufak bir terslik olursa kendilerini çok huzursuz hissederler. Ayrıntılara çok takıldıkları, bir türlü bir davranışa başlayamadıkları ve yaptıklarından bir türlü emin olamadıkları için saatlerce banyoda kalabilirler. Traş olmak için çok uzun zaman harcarlar.

Takıntı hastalığı birdenbire de başlayabilir, sıkıntılı bir olaydan sonra da ortaya çıkabilir. Ancak başlaması ile kişilerin bir yardıma gereksinimi olduklarını fark edip bir psikiyatriste başvurdukları zaman arasındaki süre yılları bulabilir. Bazen de çevresindekiler o kişinin bu durumuna dayanamayarak onun bir doktora gitmeye zorlayabilirler.

Tüm bu takıntıların kişinin yaşamını ne kadar zorlaştırabildiği ve hatta yaşamın tüm amacının bu takıntılara uygun davranmak olarak şekillenebildiği ortada. Zaman zaman bu hastalığa depresyon gibi kişiyi daha da umutsuz, mutsuz, yaşamdan zevk almaz, bezgin hale sokan hastalıklar eklenebilmekte. Kişiler sıkıntılarını hafifletebilmek için alkol kullanabilmekte, sigara kullanmakta veya miktarını çok arttırmakta ve beden de bu durumdan zarar görmeye başlamaktadır. İntihar riski de bu kişilerde artabilmektedir.

Takıntılar sadece bu rahatsızlığı yaşayanı değil yakın çevresini de çok rahatsız edebilmektedir. Sürekli kendini merak eden ebeveynlerini düşünmek zorunda kalan bir genç. Eşinin temizlik takıntısı nedeniyle evde serbest davranamayan bir koca. Tüpleri, kapıları kontrol eden bir koca nedeniyle sürekli her yere geç kalmak, azarlanmak, hatta bazen aşağılanmak durumunda kalan bir kadın.. Annesi tuvalete gitmesini istemediği için okulda sürekli sıkışan ve kendini kontrol altında tutmaya çalışan bir çocuk. Başına bir şey gelip gelmediğini merak ettiği için babası tarafından günde en az on kere işyerinden aranan bir adam.

Hastalığın kendisi ve olası sonuçlarını göz önüne aldığımızda tedavisinin en kısa zamanda yapılması kaçınılmaz görünmektedir. Bir psikiyatristin üstlenmesi gereken bu tedavide; ağırlık ilaçlarda olmakla birlikte, takıntılı hale gelmiş düşüncelerin ve davranışların üstüne gitme şeklinde yapılan alıştırma tedavileri de kişiler için çok yararlı olmaktadır. Doktoruyla kurulacak iyi bir diyalog ve bu takıntılardan kurtularak normal yaşamına geri dönebileceklerine dair hissettikleri güvence tedavinin ilk adımıdır.

Takıntılar yaşamı herkes için çekilmez hale getirir.Takıntılarınızdan kurtulduğunuzda yeni bir yaşama merhaba demiş olursunuz.


TÜM KİTAPLARDA %45'E VARAN İNDİRİMLER

İyi Hissetmek
%25
indirim
300 TL
225 TL
Hayatı Yeniden Keşfedin
%25
indirim
275 TL
206.25 TL
Mod Terapisi
%25
indirim
200 TL
150 TL
Jane Doe

Psikiyatr H.Alp Karaosmanoğlu

1969 yılında İzmir'de doğdu. 1993 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Psikiyatri ihtisasını Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde tamamladı. Analitik Yönelimli Grup Terapileri, Bilişsel ve Davranışçı Psikoterapi, Cinsel İşlev Bozuklukları Tedavileri eğitimlerini tamamladı.

2000 yılında PsikoNET Psikoterapi ve Eğitim Merkezini kurdu. Halen bu merkezin yöneticiliğini yapmaktadır. Bilişsel ve Davranışçı Terapi eğitimini ve süpervizyonunu bitirdikten sonra 2002 yılında Şema Terapi ile ilgilenmeye başladı ve 2005 yılının başlarından itibaren bu tedavi türünün ülkemizde tanınması ve uygulanması amacıyla eğitmlere başladı. ISST (International Society of Schema Therapy) tarafından "Advanced" seviyede Şema Terapisti ve eğitimcisi olarak tanınan Dr. Karaosmanoğlu halen bu eğitimleri sürdürmektedir.

2003 yılında PsikoNET Yayınlarını kuran Dr. Karaosmanoğlu, Bilişsel ve Davranışçı Terapi ve Şema Terapi konularında çeşitli kitapların çevirilerinde yer aldı ve editörlüklerini yaptı.

  1. ben songül merhaba benim takıntım eşimi kıskanmam sanki onun hayatında biri varmış gibi davranıyorum. Ilaç kullanıyorum fakat hic faydasını görmedim babamından aynı sorunu var lütfen bana yardım edin.

  2. Ben ne zaman korkasam basima bisey geliyor suanda bogazimda dugmlenme var aylardir gecmek bilmiyor ne ilac ictiysem fayda etmiyor

  3. Okumakla calismak arasinda kaldim takinti yapiyorum surekli bu olay yuzunden ailemide cok magcup ettim ne yapmaliyim

  4. Maalesef yazınızda bahsettiğiniz çoğu durum ben de mevcut Gönül hanım.Özetle aklıma gelen düşüncelerden kurtulmak için son yaptığım hareketi yinelemek ya da dua etmek gibi davranışlar devamlılık kazanmış durumda bende.Ne yapmam gerekli yardımcı olursanız memnun olurum.Şimdiden çok teşekkürler.

  5. Obsesif olan bir kişiyle nasıl anlaşılabilir bunun bir yolu var mı ya da kesin tedavisi var mı?evliliklerde durum nasıl çözülür:(

  6. Bazen bende bir şeyin yerini değiştirir rast. gitmeyeceğini düşünüyorum. Ve bu takıntı haline geldi Ve çok rahatsız ediyor

  7. B'nde normalde çok takıntılı bir insanım ana bu bi. Takıntımı bilmiyorum sadece ödevlerimi yapıp yapmadığımdan emin olanıyorum ödevlerimi bitirmeden tekrar yapamıyorum yapınca huzûrsuz oluyorum ders programını açıp açıp saatlerce gidip gelip ödevlerimi yapıp yapmadığını kontrol ediyorum bu da B'ni çok rahatsız ediyor çünkü sınıfında bi tek ben böyleyim

  8. sürekli bir şeyleri unuttuğumu sanıyorum. hatta bazen cidden unutuyorum, mesela evden çıkarken 3-4 kere kapıdan dönüyorum. eve gelip oturunca sürekli hatırlamam gereken bir şeyler var mış da yapmamışım gibi hissediyorum. içim daralmaya bıkmaya başladım bu durumdan. önemsiz şeyleri bile telefonumdaki notlar kısmına not ediyorum artık. ne yapmalıyım?

  9. Ben çôp topluyor yakiyorum

  10. Bn genellikle mobil veriyi kullanıyorum ama kapatıyorum ama kapanıp kapanmadigi supehesinde kalıyorum ve hep kontrol ediyorum ne yapmam gerekiyor ???

  11. Ben cok takintiliyi yapilan ne olursa olsun unutamiyorum surekli oinsana hirs gidiyorum ve sinirleniyorum ben ne yapmam lazim bu hallerden bu takintidan kurtuluyum surekli beyni kemiriyor surekli aklima geliyorbana.bu konuda yardimci olurmusunuz sevgiler saygilar

  12. Ben sürekli nasıl öleceğimi düşünüyorum. Mesala ya burda ayağım takılır düşersem de kafam demirlere girerse.

  13. Ben, doktor kulağımda duyma kaybinin oldugunu ve bunun cinlamaya neden olduğunu soyledikten sonra 24 saat cinlamayi dinliyorum ve bu sesin beni cildirtacagindan korkuyurum. 1 sn aklimdan cikaramiyorum.3 ay oldu.biri konusurken ben sesı dinliyorum.bu da beni delirtecek diye kokuyorum